Özellikle zor bir günün ardından muhtemelen hepimizin kendimize sorduğumuz bir sorudur: “Ben kötü bir ebeveyn miyim?”
Hiçbir şeyin yolunda gitmediği ve sabrınızı tamamen tükettiğiniz bir anda ebeveynlik becerilerinizin eşitin altında olduğunu hissetmek kolaydır.
Ancak doğru ebeveynlik seçimlerini yapıp yapmadığınız konusunda endişe duymanız, aslında kötü bir ebeveyn olmadığınızın iyi bir işaretidir.
Bazen yaptığımız her seçimin anıtsal ve her hatanın önemli olduğunu hissedebiliriz. Özellikle çocuklarımızla olumsuz etkileşimler söz konusu olduğunda, seçimlerimizin uzun vadeli etkileri konusunda endişeleniriz.
Onlara daha önce bağırdığımızda çok sert olup olmadığımızı, bu öfke nöbeti ile daha iyi başa çıkıp çıkamayacağımızı veya uygun sonuçları alıp almadığımızı vurgularız.
Ancak her ebeveynin soğukkanlılığını yitirdiği anlar vardır. Hepimiz bir hayal kırıklığı veya kafa karışıklığı anında olağanüstü ebeveynlik seçimleri yaptık.
Bu nedenle, iki ruh sağlığı uzmanından, “kötü ebeveynlik” olarak adlandırdığımız şeyin belirtilerini ve bunun bir çocuk üzerindeki etkisini nasıl tespit edeceğimiz konusunda ipuçlarını paylaşmalarını istedik – aslında neyin endişelenmeye değer olduğunu netleştirmeye yardımcı olmak için.
Ayrıca, ebeveynlik söz konusu olduğunda olumluya odaklanmak için bazı ipuçlarımız var – çünkü siperlerdeyken, olumsuz üzerinde durmak çok kolay.